6 Mayıs 2012 Pazar

Tespitler: Minibüs No:1


  


Merhabalar..


Hep motosiklet olmaz.  Arada motosikletten ayrı kaldığımız zamanlarımızda oluyor.  O zamanlardan kalma bazı tespitler, minibüsler hakkında.


     Aslında minibüslerde öğrencilere yer verilmesi lazım.


   Neden diye sorulursa; yaptığım tespitler dolayısıyla (kendimde dahilim), öğrenciler minibüsleri diğer insanlardan daha çok kullanmakta. Yeri geliyor ki sadece öğrencilerle dolu olduğu bile oluyor. Gözlemlerim dolayısıyla öğrenciler, öğrenci milleti.. Yaşlılar, çocuklular, pazara gidip eli kolu ve pazar arabası dolu olanlardan (lanet olasıca) katbekat daha yorgunlardır. Gerek yüzlerindeki ifade gerekse, hareketlerinden bunarı sezimek mümkün... 

  Bir başka konu ise;


  Biz öğrenci milleti, nankörüzdür.. (hep öyle söylersiniz ya) Ama ne kadar yorgun olsakta.. Saygıdan mıdır ? Zorunluluktan mıdır ? Ahlaki saçmalıklardan mıdır bilinmez ama.. Her zaman hakedene yer veririz.. Bu hakedenler gerek yaşlılar olsun, gerek hamileler, gerek çocuklu ve bu çocuğu zaptetmek
zor olan anneler, gerek yaşlılar, hastalar, ayakta duramayacak durumda olanlar, gerekse her halinden yorulduğu bittiği anlaşılan insanlar olsun.. 


 Ama bazıları vardır ki, işte onlar haketmeyenlerdir.. Yaşı en fazla 35-36 olan, pazara gitmiş ve taşıyabileceğinden bile fazla eşya almış, saygısız, mutsuz, asabi, amelsiz ve kendinden başkasının oturmasına -hatta ayakta bile durmasına- izin vermeyecek kadar terbiyesiz insanlardır bunlar.. Hayatta hiç bir şeyden memnun kalmazlar, minibüste oturmuş olsalar bile.. Hep bir memnunsuzluk hali gözlerinden okunur, çoğu zaman yanındakine söylermiş gibi yapıp bağırarak bu memnunsuzluğunu dile getirir.. Ama pekte dikkate alındıkları söylenemez.. Bu şahıslar oturduktan sonra torbalarını çoğu zaman yan koltuğuna ve ayak altına, çoğu zaman ise koridora saçarak otururlar.. -ki kimse rahat oturamasın, herkes rahatsız olsun- Minibüs sıkışmaya başladıkça bu kimselerinde yakınmaları yükselir.. "daha ne kadar yolcu alacak?" gibi sorular sormaya başlar.. Yine kimse bu şahsı takmamaktadır.. Herkesi huzursuz ve rahatsız edip, bir de eğer hakedene yer vermeyen birini görürse.. "çık çık çık hiç saygı kalmamış valla.." gibi bir kaç terim kullanarak, kendi durumunun farkında dahi olmadığını bizlere belirtmiş olur.. 

   Bu şahısların inme zamanı ise tam bir karmaşadır.. İneceği yere yaklaşırken değil, tam minibüsün durduğu anda toparlanmaya başlar ve hayatımızın en az 3 dk sını boşa harcamamıza vesile olmuş olur... Bir de minibüsü durdurma anları vardır ki.. Minibüs şöferlerini anlamak mümkün değildir.. Nasıl hiç bir yorum yapmadan her denileni yapıyorlar ? Ondan önce inen kişi indikten en fazla 10 m sonra "müsait bir yerde" sesi yükselir.. Hayret ederim ki minibüsçü "şu an müsait değilim abla" demiyor.. Ben kesinlikle kendimi tutamazdım.. Neyse konumuza dönelim.. Minibüs 10 m gidip -tekrar- durduktan sonra.. Hazırlık evresi, toparanma evresi, para uzatma evresi, milleti ite-kaka iniş evresi ve sonunda sonsuz huzur evresi olmak üzere evreler sırasıyla gerçekleşir..


   Sonuç olarak:  Yürümek daha kolay..


Saygılar, Sevgiler..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder